Yazılar

15 Eki 2011

Düdük 1.1

1. Sahne ( ışık açılır. loş bir ortam. ortada bir masa ve sandalyede genç vücutlu iri bir erkek oturmaktadır. ışığın açılmasını fark edip, seyirciyle konuşmaya başlar. bir kişiyle konuşur gibi yapar)


CENGİZ

hah! ben de kendimi yalnız zannediyordum. ordaymışsınız. yok yok uzun zaman olmadı geleli. çok beklemedim.
evet kendimi tanıtayım önce.

ben 24 yaşında, 1.90 boyunda ve o rakama yakın bir kiloda, diyet vermesi gereken, 3-5 şınav, 10-15 mekik çekmesi gereken saçları fönsüzken kıvırcık olan bir evladı erkek ademim.

cebimde üç beş kuruşum vardır beyim. ciklet neyin almak için taşırım çocukluktan beri. arap kıza yetmemiştir çoğunlukla param, ciklet diye dişimizi kıranları çiğnemişimdir. ilk öptüğüm kızı ve ilk suyun aktığı zamanı bilmem. unuttum gerçekten. 'unutmak en büyük erdemdir' dediler ve yedim ben de beyim. Beyim beyim diye konuşmam saçma geldi di' mi? Kibar feyzo gibi olduğumu fark ederek hitabımı değiştiriyorum beyefendi.

derdim ne biliyor musun? neden sıkılmam ve moral bozukluğum ve sorunum.
ben bir düdüğüm. evet düdük. kocaman bir düdük. aslında düdük ile ilgili başka bir şeydi derdim. Heh! benim derdim, evet, düdüklenmek...

okulda, işte, evde... her yerde düdüklendim..
kardeşim, arkadaşım, kadınlar... ah kadınlar... herkes düdükledi beni.

ne? efendim, ne dedin? hikayeyi en başından mı anlatayım?! iyi de uzun sürer... hmm, peki..
o zaman ben en başından başlayayım...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder