Yazılar

13 Kas 2012

Procne'nin Acısı Ne Kadar Acı

Timsahın gözyaşı mıydı gözlerinden akan? Bülbül olsa da kafesin içinde "Ah yavrum!" diye diye ağlıyor musun? Altın kafesler içinde vatan mı bellemiştin yavrunu? İnsansın nitekim, anasın. Ağlarsın oğlun Itys'ün ardından çaresizce.

Kadındır, kıskanmıştır kocasını başka bir kadından. Trakya'nın uçsuz bucaksız o tek ovasının içinden gürül gürül akan Evros'un azgın suyu aralarına mı girmişti de başka kadına gitmişti kocası Tereus. Evros değildir, Philomena'dır. Tereus baldız baldan tatlıdır şiarıyla ona koşmaktadır.

Hissetti Procne ortada var olan soğukluğu. Kocasının, genç kardeşini düşlerine gizlediğini. Düşlerinden çıkarıp yatağa atma için fırsatları gözden geçirdiğini. Her kadın gibi yedirememiştir belki. Bu kötü şeyin başına geleceğini.

Procne, zavallı Trakya'nın zavallı kraliçesi. Zalim, acımasız kıskançlığının ele geçirdiği zavallı kölesi.

Tereus uçkurun peşinden gider de sen neden acımazsın çocuğuna. Tereus'u istemez işte Philomena. Dilini keser kardeşinin kocan olacak budala. İçgüdüne yenik düşüp de kıydın yavruna. Yemek yapıp çocuğundan yedirdin kocana.

Sen şimdi bülbülsün, kıskançlığın ise kafes. Kocan Hüthüt olmuş, kardeşin ise dilsiz bir kırlangıç. Pişmanlığın seni yiyen ama öldürmeyen celladın. Cıvıldarsın kafesinde, herkes şarkı söyler sanar. Acıdandır cıvıldaman, oğlun Itys'e yanarsın.

Procne, zavallı Trakya'nın zavallı kraliçesi...

"Uyan garip bülbülüm, uyan.
Çöz tanrısal dilini,
Dök yüreğindeki acıları,
Anlat o kutsal ağıtlarınla
Oğlumuz Itys'ün başına gelenleri..
Kızıl boynundan su gibi aksın
Oğlumuzun adını inleyen sesin,
Sık fundalıklardan göklere yükselsin,
Apollon, altın saçlı tanrı
Duyup bu acı yankıları,
Alsın fildişi çalgısını,
Karşılık versin sana,
Tanrı koroları kursun yukarıda,
Ve ölümsüz dudaklarından çıkan ezgiler
Karışsın sesine mutlu yüceliklerde."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder