Yazılar

11 May 2013

Raftaki boş yerleri doldurmak için kitapları yana yatık bir şekilde dizerim.
Aynı yazardan en az iki kitap varsa, onları yan yana koymaya imtina ederim. Ne zamandır bu kadar düzeni sever oldum, bilmiyorum. Düzeni sever oldum mu? İnsanın sevmese de yapmaya zorlanıp yaptığı herhangi bir şey gibi geldi şu an düşününce.
Uzun zamandır disipline bir hayat beni ele geçirdi. Bir amaç uğruna yapılması gereken her şey yazılmış, saklanmış ve ben bulayım diye uzun uzun bekletilip ıslatılmış. Sakince dizilmişler çamaşır tellerime.

Yaşamaya zorlandığımız bir hayat yaşadığımız. Hiç bir şey için olmasa bile, seni seven insanlar için yaşamalısın öğretilmiş. Fütursuzca işlenmiş ilmek ilmek yaşamamış gereken hayat. Dokunmuş en yetenekli eller tarafından. Üstünde uyuduğumuz, altında saklandığımız ve korunduğumuz yuva olmuş.

Hayatımda boş yerleri doldurmak için sevdiğim ne kadar insan varsa hepsini yana yatık bir şekilde dizdim.
İçeriği dolgun olanlar ağırlık yaptı oldukça; ama en azından boşumtrak olanlara göre varlığını daha hissettirir oldular. Benzer insanlardan, kendime benzeyenleri ve eksikliklerimi paylaşanları imtina ile seçmişim. Ne zaman bu kadar kolayı seçen, kendinden kaçan bir insan oldum, bilmiyorum. Kolayı seçen, kendinden kaçan bir insan mı oldum? Olabilir.
Sorumluluk, ondan kaçmayı teşvik eden bir şeydir.

Kimseye ve hiç bir şeye karşı sorumluluk hissetmek istemiyorum. O güzel gülümsemeyi kaçırmışım zamanında ya da ondan salakça bir kaçış gayretinde bulunmuşum. O kadar zaman geçmesine rağmen bırakmıyor işte.

Hayır, sorumluluk duymak istiyorum. Düzensizliğimi geri istiyorum ve disiplinsiz hayatımı.

O gülümsemeyi geri istiyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder